12 Aralık 2010 Pazar

Saçmalığa karşı saçmalık

Burak Cop
12 Aralık 2010

Çanakkale'deki bir panelde Roni Margulies'in saldırıya uğraması içimi cız ettirdi. İnternette karşıma çıkan fotoğrafların birinde Margulies, eli ve bileğine mavi boya bulaşmış hâlde konuşmasını yapmaktaydı. Saldırıya rağmen panel, programda öngörüldüğü gibi sürdürülüp noktalanmış. Bu olmuş hiç olmazsa... 

Margulies'e saldırıyı gerçekleştirenler Gençlik Muhalefeti (bir nevi ÖDP'nin gençlik örgütlenmesi) ve Öğrenci Kolektifleri'nden. Bu sonuncusu, Mülkiye'deki Burhan Kuzu'yu yumurtalama eylemiyle bir anda ülke çapında tanınırlığa kavuştu. Mülkiye'deki eylemleri ne kadar meşru idiyse, bu son yaptıkları da o denli, hadi en hafif tabirle söyleyelim, "anlamsız"dı. 

Margulies ilk defa boya yemedi. Bu iş başına ilkin Beyoğlu'nda ailesiyle yemek yerken gelmişti. Müsebbipler, ÖDP'li gençlerdi. Söz konusu olan bir siyasi etkinlik falan da değildi, nevi şahsına münhasır şair/yazar, ailesiyle yemek yiyordu. Lafı dolandırmadan söylemek gerekirse saçma sapan, çirkin bir eylemdi. Olayı daha sonra ÖDP Genel Başkanı Alper Taş kınamış, ancak enteresandır, partideki gençlerin liderlerinden biri pozisyonundaki arkadaş eylemi sahiplenmişti.  

Margulies neden bu tepkileri çekti, çekiyor? Bu konuda uzun ve apayrı bir yazı yazılır. Açık konuşmak gerekirse ben de Roni Ağabey'in siyaseten durduğu yeri hiç ama hiç benimsemiyorum. Fikir beyan etme ve tartışma düzleminde, onun önemli figürlerinden biri olduğu DSİP adlı geniş arkadaş çevresinin yaptıklarına ettiklerine tepkimi gösteriyorum. "Türk tipi liberalizm" ve salt kimlik siyaseti batağına boylu boyunca batmış bu grubun, hacmi itibariyle, ciddiye alınır bir tarafı yok. Ama içinden geçtiğimiz dönemde liberal/muhafazakâr kamp tarafından seve seve kullanılıyorlar ve, teşbihte hata olmaz, karşı cepheden bizim cepheye bizim dilimizle 24 saat propaganda yayını yapan bir hoparlör gibiler. Sel çekilip kum kaldığında, yani olur a günün birinde müttefikleri konumundaki AKP iktidardan giderse, bu çevre önemsiz bir dipnot olma raddesine gerileyecek. Ama o güne kadar, "söyledikleriyle" mücadele etmek maalesef lazım... 

Her neyse, kendini DSİP diye adlandıran çevrenin genel manada "olayı" bu. İşin bir de hususi olarak Roni Abi'ye ilişkin boyutu var. Roni Margulies, "Türk tipi liberaller"le İslamcıların ortaklık projesi görünümündeki bir gazetede yazıyor. Provokatif yazıyor, hakaretamiz yazıyor, saygısızca yazıyor, Türkiye devrimci hareketinin geçmişini aşağılıyor, olan bitenleri çarpıtıyor, basitleştiriyor, basit mantıkla örülü sığ yazılar yazıyor vs vs... Tüm bunlar Margulies'in ekstra tepki çekmesine sebep oluyor. 

Peki Margulies başına gelenleri hak ediyor mu? Kocaman bir hayır.  

En basitinden, kendisine saldırılmasının esasen, "kolun uzanabildiği" bir insanın hedef alınması niteliğinde olduğunu düşünüyorum. Burhan Kuzu'ya yumurtalar atılması istisnai bir güzel eylemdi. Ama onun haricinde, Margulies'e (bugüne kadar toplamda 3 kez sanırım) boyalı yumurtalı saldırılar düzenleyen arkadaşları bir AKP'nin, bir ülkücülerin, bir ulusalcıların, bir CHP'nin toplantısında aynısını yaparken görebilir miyiz? Hiç gördük mü? Elbette görmedik ve görmemize de gerek yoktur zaten. Kitlelere devrimci fikirleri aşılamanın muhakkak ki daha akıllıca pek çok yolu vardır. Zaten adı geçen ortamlarda bu tür bir eylemde bulunmanız eşek sudan gelinceye kadar dövülmenize de yol açar. Gerçekten hiç gerek yok.  

Ama Roni Abi'ye saldırılıyor işte. Çünkü ona içimizden çıkan hain muamelesi yapılıyor, kol ona ulaşıyor, "vay sen bizim mahalleden olup da nasıl böyle karşı mahalleyle fingirdeşirsin?" tarzı bir yaklaşıma hedef oluyor. Yahu, tanrı aşkına, bu memlekette Roni Margulies'e gelene kadar bir devrimcinin boya dökeceği en az 60-70 bin insan yok mudur? Dökemediklerine dökmeyip, her seferinde (bildiğim, en az 3 kez) dökebildiğine boyayı boca etmek bana pek öyle mertçe de gelmiyor, kimse kusura bakmasın.  

Bu son saldırının absürdlüğünü katmerleyen şey ise, etkinliğin İnsan Hakları Derneği tarafından düzenlenmiş olması, ve konunun 'barış' olması idi. Hani 'son 3 yıldır Türkiye ne güzel demokratikleşiyor di mi' konulu bir panel olsa, gene anlayacağım... Böyle saçma şey olur mu? Adamı barış panelinde yakaladık, hadi orda boya dökelim. E umumi tuvalette rastlarsan orda da dök bari. Hatta hazırlıksız yakalanırsan, elinde boya yoksa, dön ona çişini yap falan... 

Her neyse, uzun lafın kısası Roni Ağabey'e geçmiş olsun demek istiyorum.  

Peki meselenin karşı-saçmalık boyutu ne? Olayın DSİP adlı 50 ila 100 kişilik arkadaş çevresi tarafından takdimi... Tek kelimeyle sahtekârlık. Polemik namusu, tartışma namusu diye bir şey vardır. Karşınızdakini sırf zor durumda bırakmak ya da mahkûm etmek için onun görüşlerini, eyleminin saikini çarpıtamazsınız. Çarpıtırsanız ahlaksızlık etmiş olursunuz.  

Bu çevre, yapılan gayrı meşru saldırıyı ırkçıların çok-kültürlülüğe saldırısı olarak yansıttı. İnternet sitelerinde okuyoruz ki, eylemcilerden biri "burada barıştan söz edemezsiniz" demiş. Kulağa çok faşizan geliyor değil mi? Verilmek istenen hava bu. Ancak farklı bir kaynaktan bakın ne okuyorsunuz: 

"Burada barıştan söz edemezsiniz. Demokrasi maskesi altında, her fırsatta savunuculuğunu yaptığınız AKP'nin demokrasi anlayışını biz gayet iyi biliyoruz. Geçen hafta, İstanbul'da arkadaşlarımızın yediği dayaktır. Arkadaşlarımızın kafasına inen coptur"

Sadece ilk cümleyi verince Papa'nın New York'ta genelev sormasına benzemiyor mu? 

Bu çevre hiç utanmadan sıkılmadan, yapılan saldırıyı çok-kültürlülüğe, azınlıklara, barışa karşı ulusalcı sosyalistlerin (o da neyin nesiyse) ırkçı bir eylemi olarak resmediyor. Saldırganların (maalesef) üyesi olduğu ÖDP ise Yunanistan'daki sol parti Sinaspismos'u kardeş bellemiş, Türk-Yunan sınırında silahlanmaya karşı ortak bildiri okumuş falan... ÖDP Genel Başkanı her Hrant duruşmasında Beşiktaş Meydanı'ndaki yerini alırmış... Bunların hiçbir önemi yok. Ya kötü niyetten, ya da 6 yaşındaki bir çocuğa mı yorumlatıyorlar olayı nedir, böyle bir goygoyculuk...   

Bu karşılıklı saçmalıklardan sosyalist solun zarar gördüğü ve ne yazık ki görmeye devam edeceği açık.    

1 yorum:

  1. "Burada barıştan söz edemezsiniz. Demokrasi maskesi altında, her fırsatta savunuculuğunu yaptığınız AKP'nin demokrasi anlayışını biz gayet iyi biliyoruz. Geçen hafta, İstanbul'da arkadaşlarımızın yediği dayaktır. Arkadaşlarımızın kafasına inen coptur"

    sözü ile açıklamayı yapanların "burada barıştan söz edemezsiniz" arasında fark yok.

    Çünkü milliyetçi bir saldırı. Irkçı bir saldırı. Partisini bilmem, o panele saldıranlar; ve üstelik ardından Çanakkale'de kürtleri hedef gösterenler ırkçıdırlar!

    YanıtlaSil